• ÖNCE ÇOCUKLARIMIZ

  • ÖNCE KADINLARIMIZ

  • ÖNCE AİLELERİMİZ

  • ÖNCE GENÇLERİMİZ

  • ÖNCE YAŞLILARIMIZ

OLUMSUZLUKTAN ÇIKAMAMAK

OLUMSUZLUKTAN ÇIKAMAMAK

Olumsuzluk insan yaşamının kaçınılmaz ögelerinden birisidir. Her insan doğumundan itibaren farklı olumsuzluklar ile karşılaşır. Bunların üstesinden gelme yolları geliştirirken özgün bir karakter kazanır. Olumsuzluklar insan yaşamına farklı yönlerden gelir.

TOPLUMSAL OLUMSUZLUK

Olağan koşullarda, savaş ya da bir doğal afet yoksa medeniyetin geldiği aşama insan dışı olumsuzlukları en aza indirmiştir. Yabancılarla, iş yaşamında ve sosyal yaşamda sık karşılaşılır. Nezaket kurallarının ve alçak gönüllülüğün öne çıktığı bir toplumda yabancılarla ilişkilerde karşılaşılabilecek olumsuzluklar azalır. Bu azalma bizim toplumumuz için geçerli değildir. Ülkemizde sosyal ilişkiler ciddi olumsuzluklarla doludur. Sosyal yaşamda olumsuz tutum işbirliğinden ya da yardım etmekten kaçınmak olarak tanımlanır. Ülkemizde, kişisel çıkarlar söz konusu olduğunda sosyal yaşamdaki olumsuzluklar hızla artmaktadır. Sosyal yaşam eğitimine gereksinim duyulmaktadır.

MUTSUZLUĞA GÖMÜLME

Duygular, olumsuzluklara yaklaşımı etkiler. Bu etki, duygunun yoğunluğuna ve sürekliliğine göre değişir. Mutsuzluğu ele alırsak, uzun süreli mutsuzluk karamsarlığı artırır. Kişi, bir oluş yaratamayacak hale gelir. Yeni oluşların heyecanını yaşayamaz, isteksizleşir. Kişinin bilinçdışı öfkesi kendine dönmüştür. Bu öfke öyle yıkıcı olur ki hiçbir oluşun doğmasına izin vermez. Öfke, bir olumluluk yaratacak enerjiyi soğurur. Bu açıdan depresyon, olumsuzluk içinden çıkamayarak bu duruma gömülme halidir. Olumsuzluklardan olumluluk çıkarabilmek için tekrarlanabilir bir iyiliğe inanmak gerekir.

KAYGIDA BOĞULMA

Yoğun kaygı, olumsuzlukları sürekli düşünmeye neden olur. Olumsuzlukların yarattığı korku canlıdır. Olumsuzluklar sürekli bir kaygı kaynağı olurlar. Bir kısım kaygılar yarattıkları gerginlik ile bedensel belirtiler yaratırlar. Bu da ayrı bir olumsuzluktur. Sürekli kaygısı olan insanlar olumsuzlukları bir kenara bırakmakta zorluk yaşarlar. Olumsuzlukları bastırabilmekte de zorlanırlar. Olumsuzluklarla beraber yaşayabilmekten korkarlar. Bu zorlanma onları olumsuzlukları yok etmeye yönlendirebilir. Halbuki olumsuzlukların yok olması yalnızca iki durumda olanaklıdır: düş ve ölüm. Yaşam ise olumsuzluk ile var olabilir.

Bazen mükmmelliyeçiliği takıntı haline getirmek, eksik ve kusurları yok etmeye çalışmak tüketen bir sorun haline gelir.

OLUMSUZLUKLARI YOK SAYMA

Bir diğer sorun olabilecek duygu neşe ve coşkudur. Sürekli neşe ve coşku olumsuzlukların inkarına götürebilir. Olumsuzlukların görmezden gelinmesi hayal kırıklıklarının ve istismarların yinelenmesine neden olur. Olumsuzlukları yadsıma öğrenme ve ders çıkarma süreçlerini bozar. Olumsuzluklardan öğrenme ve deneyim kazanma şansını kaybettirir. Bu durum kişiyi çocuksulaştırır.