• ÖNCE ÇOCUKLARIMIZ

  • ÖNCE KADINLARIMIZ

  • ÖNCE AİLELERİMİZ

  • ÖNCE GENÇLERİMİZ

  • ÖNCE YAŞLILARIMIZ

PANİK ATAĞI İYİLEŞTİRİCİ YAKLAŞIM

PANİK ATAĞI İYİLEŞTİRİCİ YAKLAŞIM

Panik atak sırasında aniden gelişen çarpıntı, nefes darlığı, titreme, sarsılma, göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi, baş dönmesi, sersemlik, uyuma, karıncalanma gibi bedensel belirtiler yaşanır. Bu belirtiler hızlı ve nedensiz bir biçimde ortaya çıktıkları için kişiye şiddetli bir korku, genellikle ölüm korkusu yaşatmaktadırlar. Panik atak bir belirtidir ve arkasında yatanların anlaşılabilmesi gerekir. Panik atakları tekrar tekrar yaşamamak için uygulanabilecek birkaç yaklaşım şöyledir:

1.     SIKINTILARI, KAYGILARI VE STRESİ FARK ETMEK

Panik ataklar yaşayan hastalarla konuştuğumuzda, panik ataklar başlamadan önce, huzursuzluk, tedirginlik, stres ve ruhsal yoğunluk yaşanan bir dönem tarif ettiklerini sık duyarız. Ama bu dönemde yaşanan ruhsal yoğunluk genellikle ihmal edilmiştir ve görmezden gelinmiştir. Bu nedenle de bir anda gelen panik atak artık bardağın taştığını gösterir. Ama panik atak öncesinde yaşanan sıkıntılar görülmediği için atak bir anda ortaya çıkmış gibi algılanır. Psikoterapide en önemli noktalardan birisi kişinin ruhsal sıkıntı nedenlerini anlaması ve bu sıkıntıları hissedebilir hale gelmesidir. Bu sıkıntıları duyumsayabilmek ve görebilmek panik atakların gelişmesini engelleyici tedbirler alınabilmesini sağlar.

2.     STRESİ VE KAYGIYI İYİCE ARTMADAN AZALTMAK

Kişi yaşadığı stresi ve kaygıyı atak haline gelmeden fark ederse bunlara müdahale etmesi daha kolay olur. Hem daha rahat gevşer hem de panik atak korkutucu hale gelmeden kontrol edilmiş olur. Panik atak hastaları sıklıkla genel kaygılarını azaltmadan ataklardan kurtulmaya çalışırlar. Yalnızca ataklara odaklanmak kaygıyı azaltmaz arttırır, atakları sıklaştırır.

3.     PANİK ATAK BEKLENTİSİNİ AZALTMAK

Yaşanan yoğun kaygı, kişiyi bir sonraki panik atağın ne zaman geleceğine dair endişeli bir beklenti içine sokar. Sürekli panik atak üzerine düşünmek ve yoğunlaşmak atak beklentisini arttırır. Atağın yaşattığı korku ve çaresizlik de beklentiyi arttırır. Hem atak öncesinde hem de atak sırasında kullanılabilecek gevşeme ve sakinleşme yöntemlerini önceden planlama ve uygulamaya sokma sayesinde bu korku ve çaresizlik azaltılabilir. Panik atağın yaşanmasına değil de geçici olmasına ve aşılabildiğine odaklanmak güveni ve cesareti artırır.

4.      KAÇINMAK YERİNE GEVŞEMEK VE ÜSTÜNE GİTMEK

Bu kaygı ve panik ataklara karşı kaçınma davranışı gelişir. Önce panik atakların varlığını ve psikolojik olduğunu kabul etmekten kaçınma ve sonrasında da panik atağı engelleme adına özel yerlerden ve durumlardan kaçınma, panik atakların azalmasını değil artmasını ve uzun süre yaşanmasını sağlar. Fiziksel araştırmalar yapıldıktan sonra eğer bir hastalık saptanmadı ise atakların psikolojik boyutunu kabul etme ve buna göre sağaltıma geçme, atakların travmatik etkisini azaltacaktır. Panik atakların yaşanmaması adına bazı durumlardan kaçınmak geçici bir rahatlık verir, ama güveni artırmaz azaltılır. Kişi, panik ataklarla baş edemediği ve kaçındığı hissiyle daha da korkar ve güvensiz hisseder.

Panik ataklardan kurtulma sürecinde kişinin “ben atakları aşabiliyorum” duygusunun güçlenmesi esastır.

Yukarıdaki önerileri yaşama geçirmekte zorlanıyor iseniz ve kaygınız artıyorsa mutlaka psikoterapi yapan bir psikiyatriste başvurunuz.