• ÖNCE ÇOCUKLARIMIZ

  • ÖNCE KADINLARIMIZ

  • ÖNCE AİLELERİMİZ

  • ÖNCE GENÇLERİMİZ

  • ÖNCE YAŞLILARIMIZ

ÖZGÜVENLİLİK İLE KABADAYILIK ARASINDAKİ UÇURUM

ÖZGÜVENLİLİK İLE KABADAYILIK ARASINDAKİ UÇURUM

GÜVENLİ İLİŞKİLER

Özgüven, aileye, arkadaşlara ve çevreye duyulan güven içinde gelişir. Güvenilen, sevilen ve saygı gösterilen kişilerden zarar görülmeyeceğine ve onlardan destek görüleceğine duyulan inanç, özgüveni pekiştirir. Özgüvenin gelişmesi için güvenin hissedilmesi ve deneyimlenmesi gerekir. İlişkilerdeki güveni koruyan bir tutarlılık, ilişkilerin geleceğine dair bir güven yaratır. Böylelikle kişi ilişkilerinde sakinleşip huzur bulurken özgüvenini pekiştirecek girişimlere yönelebilir.

OTORİTEYİ KABULLENEMEME

Aile içindeki güven veren ilişkiler çocuğun otoriteyi benimsemesini ve onunla özdeşim kurmasını kolaylaştırır. Erişkinler ise ilişkilerindeki güzel örnekleri benimseyerek kendilerini geliştirirler. Ustanın yanında yetişen çırak gibi, ebeveynler ve kardeşler ile ilişkilerde öğrenilenler kişiyi yaşamda ustalaştırır ve özgüvenli yapar.

Kabadayı, bir ustaya boyun eğme, saygı duyma ve ondan öğrenmede zorlanır. Kabadayı, tanımından da anlaşılacağı gibi kanuni düzene uyamaz ve kanunun dışına çıkarak kendine özgü namus kurallarını çevresine dayatmaya çalışır. Bir kabadayının devlet gibi bir otorite ile samimi ve dürüst bir ilişki kurması güçtür. Otoriteyi karşısına alarak onunla çatışmaya girmek ister. Bu kavgacılığını çevresindekilere, özgüven olarak sunar. Halbuki özgüvenli kişi otoriteye saygı duymaktan çekinmez ve alçakgönüllüdür.

HEDEF GERÇEKLEŞTİREMEME

Otorite ile barışık olma insanın kendine sağlıklı hedefler koymasını kolaylaştırır. Bir hedef belirleme ve bu hedefi gerçekleştirme sırasında çıkan sorunları çözebilme yetisi sayesinde özgüven pekişir. Özgüven, kişinin kapasitesini bilmesi ve kapasitesine güvenmesi ile ilişkilidir. Kapasiteyle örtüşen ve tutarlılık getiren bir cesaret kişisel sınırları zorlama  gücü verir. Bu güç, girişimcilik yeteneği kazandırır.

ABARTILI VE SAHTE ÖZGÜVEN

Kabadayı ise kapasitesini abartır ve böylelikle çevresindekileri kandırmaya çalışır. Namus bekçiliği ya da mahallenin lideri olmak gibi kapasitesini aşan işlere girecek abartılı bir kendini beğenme sergiler. Kabadayıların hedefleri genellikle başarısızlık ve iflas ile sonuçlar.

Kabadayı, yapabilirliği ve yetenekleri ile güven kazanmaz. Rakiplerini ezme, korkutma ve aşağılama ile özgüvenini artırır. Sonuçta yeteneklerine dayalı bir özgüven değil zorbalığına ve korkutuculuğuna bağlı dayanaksız ve geliştirmeyen sahte bir özgüven içine girer. Özgüvenli kişi ise, kavga etmeden ve nezaketle rekabet edebilir.

GÜÇSÜZLÜĞE DÜŞME KORKUSU

Güçsüzlüğün yok oluş ile özdeşleşmesi yüzünden kabadayı her türlü güçsüzlüğü önceden sezmeye ve yok etmeye çabalar. Güçsüzlüğe düşmemek için her türlü yola başvurur. Güçsüzlüğü yok olmak olarak algılamasının yarattığı korku kabadayıyı saldırganlaştırır. Özgüvenli kişi ise güçsüzlüklerin içinden çıkabileceğine dair gerçekçi ve kendi yetilerine dayanan bir umut taşır.

ÇEVREYE KORKU SALMA VE KORKMA

Kabadayının her rekabeti, karşısında ezilmiş ve aşağılanmış rakipler yaratırken düşmanlarını çoğaltır. Düşmanların kalabalıklaşması ve içi boş bir özgüven bir araya gelince korkuları ve paranoyaları şiddetlenir. Daha saldırgan ve daha korkutucu olmaya başlar. Aşağıladıkça aşağılanmaktan, ezdikçe ezilmekten duyduğu korku artar. Eğer karizması varsa bu korkularından kaçmak için çevresindekileri kandırarak ve korkutarak etrafında toplamaya çalışır. Özgüvenli kişi ise korku salmak yerine çevresine güven ve huzur getirir. Özgüvenli bir kişi lider olduğunda toplumda birlik ve beraberlik ortaya çıkar. Çünkü rakiplerini düşman ilan etme ihtiyacı duymaz. Rakiplerinin varlığını kendini geliştirecek bir fırsat olarak görür.