HİPNOZ NE DEĞİLDİR?
Psikiyatri ve psikoloji alanının dışındaki kişiler hipnozu kullanarak elde ettikleri yanıtlarla bir anda çok etkili birer psikolog ya da psikiyatrist olduklarını zannetmekte, bu yolla narsisizmlerini sergilemekte ve reklamlarını yapabilmekte, bu kişilerden yardım almak isteyen birçok kişi de ortaya çıkabilmektedir. Ama bu durum az bir bilgi ile kendini bilgin zanneden cahilin durumu gibidir. İşin asıl önemli yanı ise bu kişilere inananlar ve bu kişilerden yardım almak isteyenler çok tehlikeli bir iş yapmış olurlar ki, “Yarım hoca imandan, yarım doktor candan eder.” atasözü bu durumu çok güzel özetler.
Hipnozun tümgüçlü bir biçimde algılanışına neden olan bir diğer etken de toplumsal özelliklerimizden kaynak almaktadır. Hiyerarşik ve otoriter ilişki biçimleri toplumuzda yoğun olarak yer aldığı için böyle bir yöntem ilgi çekmekte ve her rahatsızlığı tedavi edebileceği hayali ile yaklaşılmaktadır. Yani bizim toplumsal arka planımızdaki “ben karışmayayım, beni yönetenler yapsın, benim hakkımda annem-babam karar versin” inanışları ile bu tedavi aracı çok uyuşmaktadır. Çünkü hipnozda da hasta yönlendirilen, pasif ve edilgen, hipnozu yapan kişi aktif, karar verici ve yönlendiricidir. Bu inanışlar, izlenimler ve sunuşlar yüzünden bir tedavi yöntemi olan hipnoz, amacını aşan, bilim dışı bir yere oturtulmakta, sakıncalı kullanımlarla karşılaşılmaktadır.