• ÖNCE ÇOCUKLARIMIZ

  • ÖNCE KADINLARIMIZ

  • ÖNCE AİLELERİMİZ

  • ÖNCE GENÇLERİMİZ

  • ÖNCE YAŞLILARIMIZ

BU ÜZÜNTÜ KİMİN? BU ÖFKE KİME?

BU ÜZÜNTÜ KİMİN? BU ÖFKE KİME?

İnsanoğlu çoklu ilişkiler içinde büyür. Anne ön planda olsa da baba da başından beri yaşamın içindedir. Geniş ailelerde kardeşlerin yanında teyzeler, dayılar, halalar, amcalar, dedeler, anneanneler de yaşamın bir parçasıdır. Tüm bu ilişkiler farklı etkileşim boyutlarında, farklı yakınlık ve samimiyet düzeylerinde kişinin yaşamında var olur. Toplumumuzda bu yakınlıklar önemsenir ve sürdürülür. Bazen duygusal sorunlar yaşandığında ilişkilerde iç içe geçişler yaşanır. Üzüntüler, kaygılar, kızgınlıklar, utançlar birbirine karışabilir. Bu karışıklık sorun yaratır.

BU ÜZÜNTÜ KİMİN?

Bazen ilişkiler içiçe geçtiğinde kim üzgün kim değil anlaşılamaz hale gelebilir. Örneğin oğlunun üzüntüsüyle üzülen, kaygısıyla kaygılanan anne bu duygularına sınır koyamazsa oğluna yardımcı olamaz. Hatta üzüntüleri, kaygıları birbirine karışabilir. Üzüntünün kaynağı böylelikle güçlenir. Bu karışıklık üzüntünün içinden çıkmayı zorlaştırır. Böyle zamanlarda üzüntünün kime ait olduğunu araştırıp bulmak iç açıcı bir rahatlık getirir.

ÜZÜNTÜNÜN KAYNAĞI NEREDE?

Annesi depresyonda olan bir çocuk büyürken ruhuna hüzün işlenir. Böyle derin üzüntüler çocuğun, üzüntüye karşı savunmalar geliştirmesine neden olur. Kimi çocuk üzüntülü durumları görmezden gelmeye başlar, kimisi üzüntülü durumlarda coşar ve hareketlenir, kimisi üzüntüden kaçınmak için hiçbir duygu yaşamamaya çabalar. Ama kişinin kaçtığı üzüntü aslında kendi üzüntüsü değil annesinin üzüntüsüdür. Bu çocuklar şanssızdır. Üzüntülerinin annelerine ait olduğunu anlayıp bundan uzaklaşmaları çok zaman ister. Sadece “Bu üzüntü kimin?” sorusuna yanıt bulmak değil “Peki şimdi bana ne olacak?” sorusuna da yanıt bulmaları gerekir. Bu yanıtlar bir çırpıda verilemez. Bu soruların yanıtları, sabıra, sevgiye ve ilgiye ihtiyaç duyarlar.

BU ÖFKE KİME?

Bir kız çocuğu büyürken abisinin daha çok sevildiğini hissedebilir ve anne-babasına kızabilir. Bu kız çocuğu anne olup bir oğlu olduğunda oğuluna duyduğu kızgınlıklar onu zorlayabilir. Olması gerektiğinden fazla öfkelendiğini, oğlunu affetmekte güçlük çektiğini hissedebilir. Ya da hiç neden yokken ona kızdığını fark edebilir. Böyle zamanlarda bu öfkenin kime yönelik olduğunu iyice anlamak gerekmekir.

ÖFKE KAYMASI

Bazen de öfkeler kayar, yer değiştirir. Kocasına kızan kadın kızgınlığını çocuğuna, işverenine kızan çalışan kızgınlığını işarkadaşına, öğretmenine kızan öğrenci kızgınlığını kardeşine yöneltebilir. Bu kaymaya, öfke uyandıran kişinin daha güçlü olması ya da kızılamayacak önemli bir kaynak olması neden olabilir. Bazen de koşullar yüzünden o sırada öfke gösterilemeyince kızgınlık ilk karşılaşılana yöneltilebilir.

Bu kaymalar ilişkileri karıştırır. Öfkeye maruz kalan kişi bunu anlamlandıramayınca ilişkinin dengesi şaşar. Böyle durumlarda “Ben kime kızıyorum, neden kızıyorum?” sorularının yanıtlarını araştırmak öfkeyi yatıştırabilir. Öfkenin kaynağı belirlenince buna göre ve daha işlevsel yanıtlar bulunabilir.