• ÖNCE ÇOCUKLARIMIZ

  • ÖNCE KADINLARIMIZ

  • ÖNCE AİLELERİMİZ

  • ÖNCE GENÇLERİMİZ

  • ÖNCE YAŞLILARIMIZ

BOŞANMALARIN SORUMLUSU; SAVUNMACI TUTUM VE İNKAR

BOŞANMALARIN SORUMLUSU; SAVUNMACI TUTUM VE İNKAR

Özellikle savunmacı tutum ve inkar,  evlilik ve ilişkilerin bitiminde, boşanmalarda fazlasıyla rol oynamaktadır. Savunmacılık; algılanan bir atak halinde kişinin benliğini koruma amacıyla, var olan sorumluluklarını ve suçlamaları reddetmesi haliyle işleyen iletişim çeşididir ve bu tutum ilerleyen zamanlarda, bir diğerindeki savunmacılığı tetikleyen sebep olarak bulunmuştur. Karşı suçlama, yakınma, inkar etme, problemin derecesini küçültme ve önemini azaltma, olumsuz çözümler bulma, negatif akıl okuma davranışları ve söylemleri, eleştirellik, duygusallığın yokluğu, duvar gibi olma, düşmancıl tavırlar, problemdeki sorumluluğunu azaltma amaçlı bahaneler bulma ve kişisel sorumluluklarını agresif bir şekilde reddetme savunmacı kişilerin bazı çatışma çözme davranışlarıdır.

Çiftlerden en az birinde veya ikisinde de bu davranışların bulunması, bu tutumun fazlasıyla kullanılması; evlilik istikrarının bozulmasına, boşanmalara, kaotik yaşam biçimine, yatırımın azalmasına, huzursuzluklara, ilişkilerdeki tansiyonun yükselmesine, problemin kalıcılığının artmasına, bütün olma fikrinden uzaklaşılmasına, biz kavramının yitirilmesine, çatışmadan kaçınma davranışının artmasına ve böylelikle problemlerin büyümesi ve çözümünün engellenmesine yol açmaktadır. Defansif (savunmacı) inkarın kullanılması, kişilerin çatışma hakkında bilgilenmelerinin ve çözmeye yönelik davranışların azalmasına neden olduğu için, ilişkinin sabit ve tutarlı yapısını bozmaktadır. Karşısında savunmacı tutum takınılan kişi ise her durumda farklı duygusal dalgalanmalara girebilir ya da çözüm yolunda mücadele etmekten vazgeçebilir, bu durum ise kalıcı bir negativiteye ve depresif duyguduruma sebep olabilmektedir. Savunmacı ve çatışma arttırıcı tutumu olan birey, problem hakkındaki çözüm üzerine düşünmeyi engelleyebilir, başka ilişkilere, başka partnerlere atıfta bulunabilir, kıyaslamacı ve misillemeci davranabilir, ve hatta karşıda ki kişi başka bir çatışma da hatasını kabul ettiyse bu olumlu yaklaşımı her çatışma da onun üzerine etiketleyip, kendini hep haklı olan taraf olarak görebilmektedir.

İlişkilerin ve evliliklerin sağlamlığı, kalıcılığı ve istikrarı adına bu davranışları tanıma, fark etme ve çözme adına olumlu yaklaşımlarda bulunmamız gerekmektedir. Kendimizi tanımak, ilişkimizi tanıma yolunda en önemli adımlardan biri olmaktadır.

 

Klinik Psikolog Şeyma Kama