• ÖNCE ÇOCUKLARIMIZ

  • ÖNCE KADINLARIMIZ

  • ÖNCE AİLELERİMİZ

  • ÖNCE GENÇLERİMİZ

  • ÖNCE YAŞLILARIMIZ

EĞİTİMDE SÜREKLİLİK RUHUN GIDASIDIR

EĞİTİMDE SÜREKLİLİK RUHUN GIDASIDIR

Süreklilik, insan ruh sağlığının sağlıklı olduğunu gösteren önemli ögelerden birisidir. Eski arkadaşları ve dostları olan, aynı işyerinde uzun süre çalışabilen, elindekileri koruyarak yeni kazanımlar edinebilen bir insanın ruh sağlığı gelişmiştir ve gelişmektedir.

Ancak annesinden bir süreklilik içinde bakım alabilen bir bebek yaşamda kalabilir. Bebek yaşayabilmek için çevresine mutlak bağımlılık halindedir. Yeni doğduğunda kendisini ona adayan bir annesi yoksa bebeğin var oluşu tehdit altındadır. Annenin bakımındaki süreklilik bebeğin yaşadığını hissedebilmesine olanak tanır. Yaşadığını hisseden bir bebek annesi sayesinde tüm yaşamı boyunca ona gerekecek yetileri geliştirebilir. Eğer annenin, bebeği ile uyum içinde olan bir sürekliliği yoksa bebek var olan yetilerini açığa çıkartamaz. Bazı yetiler, eğer bebeklik döneminde güdük kalırsa gelecekte hep güdük kalabilir. Anne, bakımının sürekliliğini ve yeterliliğini bebeğinin gelişimine göre ayarlar. İyi bir anne, derece derece kendisini geri çekerek çocuğunun bağımsız ve kendi ayakları üzerinde duran biri olmasına olanak tanır.

İnsan için, büyüdüğü ailenin sürekliliği ona güven verir. Ailesel süreklilik çocuğun aile dışındaki yaşamda sırtına yaslayabileceği sağlam bir zemin olur. Aile, çocuğun dünyayı tanıdığı ve öğrendiği yerdir. Temel eğitimini çocuk ailede alır. Bu eğitimde çocuk, ne yenir ne yenmez, ne temizdir ne kirlidir, kim dosttur kim düşmandır, ne doğrudur ne yanlıştır gibi temel soruların yanıtlarını öğrenir. Bu ayrımların ardından bunların nasıl sağlanabileceğini de öğrenir. Yemek nasıl hazırlanır, nasıl temizlenilir, dostlar ve yabancılar, doğrular yanlışlar nasıl ayırt edilir gibi.

Çocuk ailede temel sayılan sebep sonuç ilişkilerini öğrenir. “Temiz olursam hastalanmam, sosyal yaşamda kabul edilirim..”, “Sağlıklı beslenirsem güçlü olurum, sağlıklı büyürüm.”, “Çalışırsam daha iyi bir yaşamım olur.”, “Arkadaşlarıma iyi davranırsam onlar da bana iyi davranır.”, “Hem kadınlar hem de erkekler değerlidirler.”, “Büyükler ve güçlüler, küçükleri ve zayıfları korur.” gibi birçok temel bilgi ailede edinilir. Bu gibi temel bilgiler edinildiğinde yaşam kalitesi farklılaşır. Eğer bunlar ailede öğrenilmezse aile dışında bunları edinmek güçleşir. Hele bir de bu temel bilgiler çocuğun bulunduğu toplumda eksikse yanlış yargıların değişmesi iyice imkansızlaşır.

Ailedeki eksiklerin en önemli tamamlayıcısı ve onarıcısı öğretmenlerdir. Kreş ve anaokulunda öğretmen ile anne arasındaki özdeşlik güçlüdür. Kreş ve anaokullarında öğretmenlerin genelinin kadın olması anne yerine geçtiklerinin en açık kanıtıdır. Anne yerine konulan bu öğretmenler anne-babaların eksikliklerini onarabilme şansına sahiptir. Aynı anne gibi onların sürekliliği ve sevebilme yetisi ruhsal açıdan yaşamsaldır. Çünkü küçük çocuk öğretmenine bağımlıdır.

İlkokul çocuğun daha da büyüdüğü ama hala desteğe ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. İlkokulda öğretmenin aynı olması okula ve eğitime bağlanmayı kolaylaştırır. Artarda okul ve öğretmen değiştirmek çocuğun öğretmenini ve arkadaşlarını benimsemesini ve içselleştirmesini zorlaştırır. Doğal akışta ilkokul bitene kadar tek öğretmenli bir eğitim tercih edilmektedir.


Eğitim sürekliliğindeki aksaklıklar onarılmaz ve tamamlanmazsa sonrasındaki süreç aksar. Sayıları öğrenememiş bir çocuk aritmetiği, aritmetiği bilmeyen bir çocuk geometriyi, geometriyi anlamamış bir çocuk daha üst düzey matematiği öğrenemez.

Seneye hangi okula gidebileceğini hayal edemeyen bir çocuk ideallerini ve gelecekteki sürekliliğini oluşturamaz. Sistemi artarda değiştirmek geleceği belirsizleştirmekte ve çocuklarımızın zihnini bulandırmakta, gelecekleri kararmaktadır.

Sağlıklı insan tekrar tekrar silerek ve yazarak değil her cümleye yenisini ekleyerek gelişir.