• ÖNCE ÇOCUKLARIMIZ

  • ÖNCE KADINLARIMIZ

  • ÖNCE AİLELERİMİZ

  • ÖNCE GENÇLERİMİZ

  • ÖNCE YAŞLILARIMIZ

YALANCININ MUMLARI

YALANCININ MUMLARI

YALANI TANIMADA İPUÇLARI

İnsanlar, anlatılanların doğru ya da yanlış olduğuna karar verme durumlarıyla sık karşılaşırlar. Bazen tüm geleceklerini etkileyen kararlar vermeleri gerektiğinde, çevreden öğrendiklerine güvenip güvenemeyeceklerini belirlemeleri gerekir. Böyle anlarda samimi olanla olmayanı, gerçek ile yalanı birbirinden ayırabilmeleri onları sağlıklı kararlara götürür.

Kandırılmamak için yalancıların hangi yöntemleri kullandıklarını bilmek ve bazı noktalara dikkat etmek yararlı olur. Karşı tarafı kandırmak isteyen insanlar bunun için aşağıdaki yollara başvurabilirler:

  • Doğruyu söylememek ve örtmek. Doğrunun ne olduğu sorulduğunda sessiz kalmak. Doğruların bir kısmını saklayarak kendi çıkarına uygun olanları ön plana çıkartmak.
  • Doğru bilinenleri yanlışlarla karıştırarak bilgileri bozmak. Herkesin doğru kabul ettiklerini sorgulayarak, bunlarla dalga geçerek ve aşağılayarak doğrulara karşı şüphe yaratmak. Doğruları abartarak onlara inanılmasını ve üzerlerinde düşünülmesini engellemek.
  • Doğruyu savunanları düşman ya da yalancı ilan ederek doğruların konuşulmasını engellemek.
  • Karşısındakinin aklını karıştırarak doğruları belirleyen merci olmaya çalışmak. Biliyor rolünü inandırıcılıkla oynamak.
  • Hayali senaryolar oluşturarak akıl çelmek.
  • Düşüncelerini adım adım karşı tarafa onaylatarak onun zihnini ele geçirmek. Adım adım ilerleyerek karşı tarafı, tahmin edemediği bir hedefe götürmek. Gizli bir planla hareket etmek.
  • Belirsizlikler yaratarak akıl bulanıklığı yaratarak yönlendirmek.
  • Şirin, masum ya da mağdur rolüne bürünmek. Karşısındaki kişide yoğun duygular (korku, öfke, acıma gibi) oluşturarak bunların yönünde hareket etmesini sağlamak. Yoğun duygular yaratarak mantıkla düşünmeyi engellemek.
  • Karşı tarafın açıklarını, hassasiyetlerini ve saflıklarını onu yönlendirmede kullanmak.
  • Karşı tarafın konuşmasını engelleyerek sadece kendi söylediklerinin onaylanmasını sağlamak. Sorgulanmaktan kaçmak.

Bilgi veren kişiye ne kadar güvenilebileceğinde iki önemli kriter daha rol oynar. İlki bilgi veren kişinin geçmişinde söylediklerinde ne kadar doğru konuştuğudur. Geçmişinde yalanlar olan birisine güvenmek zorlaşır. İkincisi ise bilgi verenin söyledikleri ve yaptıklarının çelişmemesidir. Böyle bir çelişki var ise söylenenlerin doğruluğundan şüphe duyulur.

 

Salman Akhtar'ın "Sources of Suffering : Fear, Greed, Guilt, Deception, Betrayal, and Revenge" adlı kitabından yararlanılmıştır.